22 Eylül 2013 Pazar

Amerikalılar 11 Eylül'ü yapanın da, Suriye'deki kimyasal silah oyununu kuranın da İsrail olduğunu biliyorlar

11 eylül  suriye
11 eylül  suriye


11 Eylül'ün yıldönümünde, yanıltma harekâtı anlatıları hızla yayılıyor

Dr. Kevin Barrett
Press TV

11 Eylül'ün 12. Yıldönümünde, herkes yanıltma harekâtlarından bahsediyor. 

Önde gelen bir Amerikalı muhafazakâr olan Pat Buchanan, Suriye'deki kimyasal silah olayından “yanıltma harekâtı kokusu geldiğini” söylüyor. Buchanan, Suriye Devlet Başkanı Esad'ın, ABD'yi ülkesini bombalamaya davet etmek dışında hiçbir askeri amacı olmayacak şekilde bir kimyasal saldırı emri verecek kadar aptal olduğuna inanamayacağını söylüyor.
Esad karşıtları ise böyle bir saldırı gerçekleştirmek ve Esad'ı suçlamak için yeterince nedene sahiptir.
Ron Paul da, “ben bunun bir yanıltma harekâtı olduğunu düşünüyorum” diyerek aynı fikri ifade ediyor. Oğlu Rand Paul ekliyor: “Bunun Suriye ordusu değil, isyancılar tarafından gerçekleştirilmesi için büyük bir teşvik var.”
Rush Limbaugh, Obama'nın da suç ortaklığının olduğu bir yanıltma harekâtından şüphe ediyor. Limbaugh, Yossef Bodansky'den alıntı yapıyor: “İsyancılar, Beşar'ı yerinden edecek bir kanıt meydana getirmek için kendi kendilerine karşı gaz kullandılar ve bu ABD'yi, El Kaide'nin tarafına koydu.”
Colin Powell'ın özel kalemi Lawrence Wilkerson, bir adım daha ileriye gitti. İstihbarat topluluğu içindeki kaynaklardan alıntı yapan Wilkerson, kimyasal silah saldırısını İsrail'in gerçekleştirdiği bir yanıltma harekâtı olduğunu söyledi. Wilkerson, “İsrail şu anda çok, çok tehlikeli bir durumda. Netanyahu bunun farkında değil. Umarım Başkan Obama ona jeostratejik gerçekler hakkında bir ders vermiştir” ifadelerini kullandı. 

Wilkerson'un İsrail'in “çok, çok tehlikeli durumda” olduğu şeklindeki ifadeleri ilk bakışta, Ortadoğu'daki karmaşaya işaret ediyor gibi görünüyor. Fakat Wilkerson, başka bir mesaj da iletiyor olabilir:  Netanyahu, Obama'yı 11 Eylül'ün yıldönümünde veya yakınlarında Suriye'ye saldırmaya zorlamak için tasarlanmış, zorlukla gizlenebilen bir kimyasal silahlı yanıltma harekâtı düzenleyerek, çok önemli bir gerçeğin “farkında olmadığını” göstermiştir: Wilkerson da dâhil olmak üzere, ABD ordu ve istihbarat yapılarının içinde bulunan ve sayıları giderek artan pek çok kişi, İsrail'in 11 Eylül yanıltma harekatını organize ettiğini de biliyor. Ve geri püskürtmeye hazırlar.  

ABD'deki bu önde gelen karar alıcılar, İsrail'in ABD'yi kendi düşmanlarına karşı sonu gelmeyen savaşlara sürüklemek için 11 Eylül'de yaklaşık 3 bin kişinin öldürülmesini organize etmiş olmasından rahatsızlar. İsrail'in, ana akım medya üzerindeki hâkimiyeti aracılığıyla Amerikan kamuoyunu aldatmaya devam etmesine öfkeliler. İsrail lobisinin şantaj ve tehditler yoluyla Kongre'yi etkilemesi karşısında kızgınlar. İsrail'in 11 Eylül yanıltma harekâtını gerçekleştirme biçiminin hem Anayasa hem de ulusal hazinenin içini boşaltmasından, Amerika'yı uluslararası bankerlere borç batağına sürüklemesinden ve ülkenin ekonomik geleceğini yıkmasından iğreniyorlar. 



Wilkerson'un (satır aralarında) söylediği şey şuydu: eğer Netanyahu 11 Eylül'ün yıldönümü yakınlarında, açıkça görülen bir yanıltma harekâtı sahneleyerek ABD'yi İsrail için yeni bir büyük savaşa sürükleyebileceğini düşünüyorsa, çok tehlikeli bir yerde duruyor.
Emekli deniz piyadesi ve ABD Harp Akademisi Stratejik Araştırmalar Müdürü olarak görev yapmış olan Dr. Alan Sabrosky, Wilkerson'dan daha açık sözlü: "Son iki haftada Harp Akademisi'ndeki bağlantılarımla ve Deniz Piyade Teşkilatı'ndaki yöneticilerle uzun görüşmeler yaptım ve her iki tarafta da 11 Eylül'ün bir Mossad operasyonu olduğuna %100 kesin gözüyle bakıldığını gördüm. Bu kadar. Siyonistler, bunu ya hep ya hiç tatbikatı olarak yapıyor. Bunu kaybederlerse, biterler.” 
Yahudi kimliğini dış politika üzerinden değil, mutfak üzerinden ifade ettiğini söyleyen Dr. Sabrosky, “biterler” derken neyi kastettiğini de şöyle izah ediyor: 

“Eğer bu Amerikalılar ve onlar gibi olanlar çektikleri acının – ve başkalarına çektirdiğimiz acının – İsrail ile onların Amerika'daki taraftarlarının kapısından geldiğini tam olarak anlarlarsa, yalanları ve ihanetleriyle buna neden olanları politikadan, basından ve kürsülerden temizlerler. Bu İsrail'in, Romalılar işlerini bitirdikten sonra Kartaca'nın göründüğü gibi görünmesine neden olabilir. Bu, İsrail'in kendi büyük hatasıdır.”

Wilkerson'un, Netanyahu'nun Suriye'deki kimyasal yanıltma harekâtı saldırısını gerçekleştirecek kadar “naif” olduğunu söylerken kastettiği de budur: Naif Netanyahu, Amerikalıları ebediyen aptal yerine koyabileceğini düşünmektedir. Amerika'yı 11 Eylül gibi İsrail kaynaklı yanıltma harekâtlarıyla karşı karşıya bırakınca bunun bedelini ödemeden kurtulabileceğini düşünmektedir. İsrail'i “çok, çok tehlikeli” bir konuma getirmektedir.  

Doğal olarak, İsrail'in Amerikalı beşinci kolu Netanyahu'yu kendi ahmaklığının sonuçlarından kurtarmaya çalışıyor. Yanıltma harekâtlarının hızla farkındalık kazanmasını engellemek için sıkı çalışıyorlar.

Örnek: Netanyahu'nun liberallere hitap eden Amerikalı megafonu olan Daily Beast, Suriye'yle ilgili yanıltma harekâtı temalı “komplo teorilerine” saldıran bir makale yayınladı.
Daily Beast gazetesinin sahipleri, Kongre'deyken İsrail için casusluk yaptığı FBI tarafından ortaya çıkarılan Jane Harmon ve Hollywood'un önemli Siyonist figürü Barry Diller'dır. Daily Beast'ın kamuoyundaki yanıltma harekatı farkındalığını budama amaçlı son girişiminin başlığı, “Yeter: Suriye'de olan bir yanıltma harekâtı değildi” idi.  

Jamelle Bouie “Esad'ın sivillere karşı sarin gazı kullanma emri verdiğine dair kesin bir teyit olmadığını” kabul etmektedir. Esad'ı içine alan bir kanıt olmadığından, “saldırıyı gerçekleştirip arkasından üzerini örtmenin mantıksal karmaşasını” gündeme getirmektedir.

Ancak bu “mantıksal karmaşa” Suriye için değil, İsrail için geçerlidir. İsrail'in casusluk servisi, acımasız ve pervasız Mossad, “Savaşı aldatma yoluyla yürüteceksin”i slogan olarak benimsemiştir. Hiç kuşku yok ki Mossad, mantıksal bakımdan karmaşık yanıltma harekâtı aldatmacaları konusunda dünyanın en deneyimli istihbarat servisidir.

Hakikati bilmezden gelen Bouie, Wilkerson'un, İsrail'in neden böyle bir yanıltma harekâtı saldırısı sahneleyeceğini açıklayamayacağını iddia ediyor. Bouie'nin iddiasına göre, İsrail'in bir gerekçesi olmadığı için, saldırıyı gerçekleştirmiş olamaz. Fakat bekleyin bir dakika – birkaç paragraf önce Bouie, Esad'ın böyle bir saldırıyı gerçekleştirme gerekçesi olmadığı için yapmış olamayacağını söyleyenlerle alay etmişti!  

Gerçekte, İsrail'in bir gerekçesi vardır. Netanyahu, Obama'yı Suriye ve İran'a karşı saldırıya sürüklemek için aşırı çaba sarf etmiştir. AIPAC ve İsrail lobisinin geri kalanı, ABD'de Suriye'ye karşı saldırı isteyen yegane kayda değer güçtür. Ve bu saldırı Esad'la ilişkilendirilen bir kimyasal silah olayı olmadan muhtemelen gerçekleştirilemez. Açıkça İsrail, en büyük kazanç sağlayan taraftır – ve de muhtemelen faildir.
Lawrence Wilkerson gibi biri İsrail'e, Amerika'yı tavsiye edilmeyen savaşlara sürüklemek amacıyla yanıltma harekâtı vahşetlerini kullanmayı durdurma ikazında bulunduğunda İsraillilerin bunu dinlemesi daha iyi olur. Amerikan halkı bu aldatmacaları – özellikle de 11 Eylül'ü – nihai olarak idrak ettiğinde İsrail, Dr. Sabrosky'nin iddia ettiği gibi, bir moloz yığını gibi çökebilir. 

Çev: Selim Sezer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar