Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait bir F-16’nın, sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle Suriye’ye ait uçağı düşürmesi üzerine sınırda tansiyon giderek yükseliyor. Cengiz Erdil’le Sesli Dosya’ya konuk olan Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar, uçağın vurulmasıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Türkiye, yaklaşık 100 mil’den yaklaşan uçakları tespit ediyor ve uçaklar 10 mil’e kadar yaklaştıklarında sınır ihlali yapacaklarını söyleyerek, geri çekilmeleri için talimat veriyor. Bu uçakların hızları çok yüksek olduğu için bahsettiğimiz mesafeler de birkaç dakika içinde aşılabiliyor. Hatay bölgesi üzerinde bulunan uçaklar da bölgeye sevk ediliyor. Tüm bunlar birkaç dakikalık zaman diliminde yaşanıyor.”
Söz konusu ihlaller karşısında pilotların ne yapacaklarını ana merkeze sormak gibi bir şansları olmadığını ifade eden uzman, pilotlara ‘sınır ihlali olursa, vurun’ talimatının verildiğini ve onların da bu inisiyatifi kullandığını söyledi. Yarar, düşürülen Suriye uçağı motor kısmından vurulduğu için büyük olasılıkla havadan havaya ısı güdümlü füze atıldığını da sözlerine ekledi.
Suriye Demokratik Türkmen Hareketi Kurucusu ve Yöneticisi Tarık Sülo Cevizci ise Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından düşürülen uçağın Suriye halkını biraz da olsa sevince boğduğunu, çünkü düşürülen tipteki uçakların havadan varil bombası atarak birçok kişiyi öldürdüğünü ifade etti.
“RADAR KİLİTLEMESİ DÜŞMANCA BİR HAREKET OLARAK ALGILANIR”
Düşürülen Suriye uçağı için, dün bir açıklama da Genel Kurmay Başkanlığı’ndan geldi. Açıklamada, dört buçuk dakikalık bir radar kilitlemesi olduğuna dair ifadeler yer aldı. Peki, bu ifade ne anlama geliyor? Mete Yarar, aslında bunun bir ilk olmadığını ve Genel Kurmay Başkanlığı’ndan gelen açıklamalara göre, son altı ayda 40’ın üzerinde radar kilitlemesi yaşandığını kaydetti. Yarar, sözlerine şöyle devam etti: “Aslında normalde kendi topraklarınızda uçarken başka bir radar size kilitlenmez. Radar kilitlemesi yapmak aynı zamanda düşmanca bir hareket gibi algılanır.”
Mete Yarar, Suriye ile Türkiye arasındaki gerginliğe de değinerek iki ülke arasında bir kuvvet dengesi karşılaştırmasının, TSK ile Suriye kuvvetleri arasındaki güç orantısızlığı nedeniyle yanlış olacağını belirtti. Yarar, “Ben, Suriye ordusunun da veya oradaki görevlilerin de fiili anlamda böyle bir şey planlayacaklarını ve bunun içinde olacaklarını düşünmüyorum. Bu gerçekten sonları olur. Çünkü ellerinde kalan ve son direniş noktaları olan uçak ve helikopterlerini kaybederler” dedi.
“IŞİD, TÜRKİYE İÇİN POTANSİYEL BİR TEHDİT UNSURU”
Türkiye ile Suriye arasında bir başka gerilim noktası olan Süleyman Şah Türbesi çevresindeki IŞİD tehdidinden de bahseden Mete Yarar, türbenin bulunduğu bölgenin daha önce Özgür Suriye Ordusu denetiminde olduğunu hatırlatarak “Güvenliği bir şekilde, kontrollü olarak sağlanabiliyordu ama yaklaşık 20 günden beri bölge, IŞİD’in kontrolüne geçti” dedi. IŞİD’ın daha önce silahlı kuvvetlerle sınır boylarında çatışmalara girdiğini ve yaptıkları açıklamalarda Türkiye’yi potansiyel tehditler içinde gördüklerini belirttiklerini söyleyen Yarar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böylesi bir yaklaşım içinde olan bir gruptan da açıkçası Süleyman Şah Türbesi konusunda anlayış bekleyip, oraya saldırmayacaklarını düşünmek çok iyi niyetli bir düşünce olur. Ama silahlı kuvvetler, riskin en yükseğini kabul ederek ona göre bir hazırlık yapmış durumda. Yani, potansiyel bir tehdit olarak algılıyorlar ve o bölgeye yapılacak herhangi bir müdahaleye hem ateş destek hem de takviye edici unsurlarla hazırlık yapmış durumda. Bunu da karada topçu birlikleri, havada hava kuvvetleri ile iki türlü yapıyor. Ekstra olarak da özel kuvvet birliklerini Şanlıurfa’ya yerleştirmiş durumda.”
“SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ’NİN TARİHİ ÖNEMİ BÜYÜK”