8 Kasım 2013 Cuma

"Ben insan öldürmeyi iyi bilirim!"

"Ben insan öldürmeyi iyi bilirim!"
"Ben insan öldürmeyi iyi bilirim!"
Barack Obama’nın yardımcılarına İnsansız Hava Aracı saldırılarını kastederek, 'insan öldürmekte gerçekten iyiyim' dediği iddia ediliyor.

ABD’deki 2012 seçimlerini konu alan bir kitapta, ABD Başkanı Barack Obama’nın yardımcılarına İnsansız Hava Aracı (İHA) saldırılarını kastederek, “insan öldürmekte gerçekten iyiyim” dediği iddia ediliyor.

Mark Halperin ve John Heilemann’ın kaleme aldığı “Double Down: Game Change 2012” isimli kitap için Obama ve rakibi Mitt Romney’in seçim kampanyalarında görev yapmış kişilerle röportaj yapıldı. Obama yönetiminden kitapla ilgili henüz bir tepki gelmedi. ABC televizyonuna konuşan Beyaz Saray İletişim Direktörü Dan Pfeiffer, kendisinin ve Obama’nın kitabı henüz okumadığını fakat Başkan’ın Washington’dan yapılan “sızdırma”lardan nefret ettiğini belirtti.

6 Kasım 2013 Çarşamba

Suriye'deki muhalif bir Türkmen'in anlatımıyla El Nusra ve Özgür Suriye Ordusu gerçeği

Suriye'deki muhalif bir Türkmen'in anlatımıyla El Nusra ve Özgür Suriye Ordusu gerçeği
Suriye'deki muhalif bir Türkmen'in anlatımıyla El Nusra ve Özgür Suriye Ordusu gerçeği


“Özgür Suriye çalmaya çırpmaya başladı. Tecavüz ettiler kadınlara. Benim evimi bile soydular. Bu adamlar abdestli, namazlı. Ölmeye gelmişler Suriye’ye.”

“Suriye’nin fabrikalarındaki bütün makinaları Türkiye’ye geçirdiler. Bunları kim getirdi, kim aldı, kim sattı. Bunu sorun.”

“Bu makineleri Özgür Suriye Ordusu eliyle geçirdiler.”

****

“El Nusra diye bir şey yoktu. Bunlar tek tek gelmeye başladılar. Gelirlerdi, ‘Cephe yolu neresi?” diye sorarlardı.

Adamlar bizim dilimizi bile konuşmuyorlardı. Kuran Arapçası konuşuyorlardı. Cephe yolu dediği, ‘zındıkların yolu neresi?’ demek.”

Bu sözlerin sahibi 8 ay boyunca Suriye’de El Nusra Cephesi ile birlikte savaşmış Suriyeli bir Türkmen.
7 yaşından beri Halep’te yaşıyor. Adının yazılmasını, fotoğrafının çekilmesini istemiyor.
Halep’in Eşrefiye bölgesinde önce kendi küçük birliklerini kurarak bölgeyi korumaya başlamışlar.
Başta ellerine silah almamışlar.
Fakat sonra çatışmak için ailesi üyeleriyle Halep içindeki El-Sikkeri ve Selahaddin bölgelerine gitmiş.
“İlk başta kimsenin derdi Esad’ı indirmek değildi” diyor.

'Kimse onlar gibi olamaz'

Hikayesini anlatmaya başlamadan önce Suriye’de iki yıl önce iç savaşın başladığı Dera’dan bahsediyor.
“Dera’da çocuklar duvarlara yazmışlar, ‘Hürriyet istiyoruz’ diye. Bunları aldılar, tırnaklarını çektiler, gözlerini oydular. O zaman bu çocukları bıraksalardı, biterdi bu mesele.”
Halep’in farklı bölgelerinde Suriye lideri Beşar Esad’ın askerleriyle çatışırken, bundan bir yılı aşkın süre önce, örgüt henüz kurulduğunu açıklamadan evvel El Nusra ile tanışmış.
“Onlarla birlikte savaştım. Ama onlardan biri olmadım. Keşke olsaydım. Onlar gibi kimse olamaz,” diyor.
Neden onlarla yan yana olduğunu ve onları desteklediğini açıklıyor: “Özgür Suriye çalmaya çırpmaya başladı. Tecavüz ettiler kadınlara. Benim evimi bile soydular. Bu adamlar abdestli, namazlı. Ölmeye gelmişler Suriye’ye.”
Nereden geldiklerini soruyorum. “Cezayirliler, Tunuslular, Afganlar vardı. Ellerinde dolar dolu çantalarla Türkiye sınırından girdiler. Kurulmazdan evvel 8 ay bunlarla çalıştım. Bunların ne yönleri belliydi, ne de başları vardı.”
Dolar dolu çantaları soruyorum ama yanıtlamayı reddediyor. “Oraları ben bilmem” diyor.
Farklı ülkelerden gelen bu kişilerin en başta bir örgüt olmadıklarını daha sonra bu kişileri “birilerinin birleştirdiğini” söylüyor.
Kimin “birleştirdiğini” soruyorum. “Suudi Arabistan olabilir, Amerika olabilir” diyor.

'Siz silah meselesini çok abartıyorsunuz'

El Nusra’nın Türkiye’den destek aldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını söylüyor. Kim silah veriyor diye sorduğumda yine, “Suudi Arabistan” diyor.
El Nusra Cephesi bu yılın başında kuruluşunu açıklamış ve ardından yaptığı açıklamada El Kaide’ye bağlılığını duyurmuştu.
Konuştuğum kişi “En başta El Kaide yoktu” diyor.
Yaptıkları bu açıklamayı ise şöyle yorumluyor: “Belki bunları bir araya getiren, bunlara para veren bu yolu seçti. Zaten iş başkanlıkta.”
Hemen ardından bütün sohbetimiz boyunca yaptığı gibi Özgür Suriye Ordusu’nu ve Türkmen muhalif örgütleri eleştiriyor.
“Ali Beşir diye biri burada artık istihbaratla, Erdoğan ile mi görüşmüş bilmiyorum. Türkmenler için yardım alıyor. Silah alıyor. Şimdi Antep’te oturuyor. Adam zengin. Onun askerleri boş sokaklarda dolaşıyor. Çatışmıyorlar ki. Boş sokaklarda kurşun sıkıyorlar.”
Kast ettiği Halep Türkmenleri Askeri Devrim Meclisi Başkanı Ali Beşir.

3 Kasım 2013 Pazar

Bu sözleri bir Amerikan senatörü söylüyor: "CIA her ay 100 terörist eğitiyor."

CIA her ay 100 terörist eğitiyor.
CIA her ay 100 terörist eğitiyor.
CIA her ay 100 terörist eğitiyor

ABD’nin Tennessee eyaletinin senatörü Bob Corker, Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA’in bugüne kadar yaklaşık bin Suriyeli savaşçıyı eğittiğini ileri sürdü. Senatör, bu istihbarat teşkilatının her ay Suriye muhalefeti için 50 ile 100 arasında militan eğittiğini söyledi.

Sünni Müslümanlar olarak Esed'in ve Suriye halkının yanındayız.

Sünni Müslümanlar olarak Esed'in ve Suriye halkının yanındayız.
Sünni Müslümanlar olarak Esed'in ve Suriye halkının yanındayız.

Memleketimizde son 15 yılda;

- 241 polis
- 91 asker
- 17 özel tim görevlisi
- 15 korucu
- 45 gardiyan

TECAVÜZ'den yargılandı.

Hiçbiri hapis cezası almadı. Bu rakamlar sadece yargıya yansıyanlar. Yansımayanları ve farklı suç çeşitlerinin oranlarını da siz tahmin edin.

Son yıllarda, bazı TSK mensuplarının, terörle mücadele ederken Güneydoğu insanına karşı nasıl akıl almaz suçlar işlediğine dair daha çok bilgi, belge ve şahit basına yansıdı.

Şimdi, Suriye meselesini doğru değerlendirmek isteyenler şu gerçekleri göz önünde bulundursunlar: Dünyanın hiçbir yerinde İslam devleti de İslam ordusu da yok. Bizim devletimiz de ordumuz da İslami değil. İçinde Müslümanların bulunuyor olması, sistem olarak İslami olmadıktan sonra ne devleti, ne orduyu İslami yapmaz.

Biz laik bir devletiz. Suriye devleti de bir Arap Soysalist devleti. Onlarca yıldır Sovyetlerin/Rusya'nın nüfuzunda/tesirinde kalmış bir devlet. Bu devletin ordusundan İslam ordusu hassasiyeti beklemek doğru değil. İşte bizim ordumuz bile çok temiz değil. Suriye ordusuna mensup bazı askerlerin hatta yüzlerce askerin, subayın zulüm yapması bile, insanlık suçu işlemesi bile Suriye ordusunu terörist bir çete gibi görmeyi meşru kılmaz.

Genel olarak bakıldığında bir devlet otoritesi ve bir hukuk sistemi mevcut. Karşımızda bir aşiret ya da bir terör örgütü yok, devlet var. Dünya alem gördü ki o katliamların tamamına yakınını muhalifler yaptı. En son kimyasal saldırıyı da muhaliflerin yaptığı ve Suriye ordusunun bunda da suçu olmadığı, perde arkasında yine CIA ve MOSSAD olduğu kesin deliller ile ispat edildi ve herkes sesini kesmek zorunda kaldı. Suriye ordusunun zulmü diye dünya kamuoyuna sunulan ve çok tesir eden videoların yüzlercesinin -abartı yok gerçekten yüzlercesinin- montaj ve kurgu oldukları meydana çıkarıldı. CNN ve el Cezire bile özürler dilemek zorunda kaldı. El Cezire çalışanlarının bir kısmın, yalan haberleri servis etmeyi kabul etmeyip topluca istifa ettiler. Katledilenler genellikle Şii-Nusayri Suriyelilerdi ama sizlerin bir durup "Şii Esed neden Şiileri katletsinki?" diye sormanıza bile fırsat verilmedi.

Bu ay öne çıkanlar