27 Nisan 2017 Perşembe

Guardian: Örgütten kaçan IŞİD üyeleri Türkiye'de teslim oluyor | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye, rakka, ışid, abd, fbı, guardian gazetesi, ırak, Terör Örgütü, suriye sorunu, Stefan Aristidou,


Guardian gazetesi özel haberinde IŞİD'in yabancı savaşçılarının topluca örgütten kaçtığını ve çoğunun Türkiye'de teslim olduklarını yazdı. Bunlar arasında iki İngiltere ve bir ABD vatandaşı da var. İngiliz Stefan Aristidou, ülkesine dönerse, ülke dışında terör örgütlerine katılıp çatışmalara girme suçlamasından müebbet hapisle cezalandırılabilir.

12 İngiliz Guardian gazetesi ''Halifelik' çökerken IŞİD'in yabancı savaşçıları topluca göç ediyor' başlıklı özel haberinde çok sayıda yabancı savaşçı ve IŞİD sempatizanının örgütü terk ederek Türkiye'ye girmeye çalıştığını yazdı.

"IŞİD'in Suriye ve Irak'ta tutunma kapasitesi çökerken çok sayıda yabancı geçtiğimiz haftalarda örgütten kaçtı, bunların çoğu sınırı geçmek isterken yakalandı. Ancak sayısı bilinmeyen bazıları yakalanmamayı başararak Türkiye'ye girdi" diye yazan gazetenin haberinde Türkiye'ye teslim olanlar arasında iki İngiltere ve 1 ABD vatandaşının da olduğu belirtildi.

'İKİ İNGİLTERE VE 1 ABD VATANDAŞI KİLİS'TE TESLİM OLDU'

Habere göre, Londra'nın kuzeyindeki Enfield'dan Stefan Aristidou, Aristidou'nun eşi ve ABD'nin Florida eyaletinden Kary Paul Kleman, 2 yıl boyunca IŞİD kontrolündeki bölgede yaşadıktan sonra geçen hafta Türk sınır polisine teslim oldu. 

20'li yaşlarının ortalarında olduğu sanılan İngiltere vatandaşı Arisitidou, Bangladeş asıllı İngiliz karısıyla birlikte, Kleman ise Suriyeli karısı ve iki Mısırlı kadın ile birlikte Kilis'te teslim oldu.

Suriye'ye savaşmak için değil oraya yerleşmek için gittiğini söyleyen ve IŞİD kontrolünde olan Rakka ile El Bab'ta yaşadığını kabul eden Aristidou, 2015'te Kıbrıs'a uçtuktan sonra ortadan kaybolmuştu.

Guardian'a konuşan komşuları onun ortadan kaybolmadan önce İslami kıyafetlerle giyinmeye başladığını da aktardı.

'ÜLKESİNE DÖNERSE MÜEBBET HAPİSLE CEZALANDIRILABİLİR'

İngiltere Dışişleri Sözcüsü "Türkiye'de gözaltına alınan Arisitidou hakkında Türk yetkililerle temas halindeyiz" açıklaması yaparken, Guardian, Aristidou ile birlikte gözaltına alınan kadının Türk yetkililerce serbest bırakıldığını ancak hala yargılanabileceğini belirtti. Türk savcıların Arsitidou ve ABD vatandaşı Kleman hakkında 7 buçuk ile 15 yıl arasında hapis cezası talep ettiği belirtildi.

Ancak Arisitidou, İngiltere'ye sınır dışı edilirse ülkedeki terörle mücadele yasasına göre, IŞİD için savaşmak suçlamasıyla müebbet hapisle cezalandırılabilir.

​FBI, ABD VATANDAŞI KLEMAN'IN DURUMUNU İNCELİYOR

Türkiye'de gözaltına alınan ABD vatandaşı Kleman ise ilk eşinden ayrıldıktan sonra Müslüman olmuş ve 2011'de Mısır'a taşınarak orada Mısırlı bir kadınla evlenmiş.

Bu evliliğin de bitmesinin ardından Dubai'ye taşınmış ve şimdiki karısı olan Suriyeli kadınla evlenmiş. Ailesinin aktarımına göre Kleman, Dubai'de bir okulda bilgi işlem uzmanı olarak çalışmış ve 3 çocuk sahibi olmuş.

Yine ailesinin açıklamasına göre, 2015 yazında eşi ve çocukları ile birlikte Suriye'ye insani yardım amacıyla giden Kleman, kısa süre sonra kendisinin oraya gitmesini sağlayan bilginin 'düzmece' olduğunu anlamış ve Türkiye'deki ABD'li yetkililerle iletişime geçerek ülkesine dönmek istediğini aktarmış.

Ailesi 1 buçuk yıl önce ABD Federal Soruşturma Bürosu'nu (FBI) endişe ettiklerini bildirdiklerini ve bir FBI yetkilisinin kendilerine Kleman'ın suç teşkil eden olaylara karışıp karışmadığını kontrol etmeleri gerektiğini söylediğini aktardı.

'YABANCI SAVAŞÇILAR ÜLKELERİNİN BÜYÜKELÇİLİKLERİNİ ARIYOR'

Guardian haberinde IŞİD içerisindeki kaynakların da örgüt içerisindeki yabancı savaşçı sayısının hızla azaldığını anlattığını ve özellikle IŞİD'in Suriye'deki kalesi Rakka'nın yanı sıra yabancı savaşçıların yoğun olarak yaşadığı Tabka'nın şimdi ABD destekli silahlı güçler tarafından baskı altına alındığını vurguladı. Avrupa ve Türkiye'deki yetkililerin, 2013'ten bu yana IŞİD'e katılmış olan çok sayıda yabancının, diplomatik temsilciliklerle temas kurarak Suriye'yi terk etme planları yaptığını anlatan gazete, IŞİD ideolojisine inanmaya devam eden bazı yabancı savaşçıların ise Türkiye üzerinden kaçak yollarla Avrupa'ya dönüp yeni saldırılar düzenlemeyi hedeflediklerini ifade etti.

'YAKLAŞIK 30 BİN YABANCI SURİYE'DE IŞİD'E KATILDI'

Gazetenin verilerine göre 2014 sonundan 2016 ortasına kadar tamamına yakını Türkiye üzerinden sayahat eden en az 250 yabancı IŞİD üyesi Avrupa'ya dönmeyi başardı.

"Türkiye ve diğer ülkeler önlemleri arttırsa da istihbarat yetkilileri bu yabancı savaşçıların kullandıkları kaçakçılık rotalarının bazılarının açık olduğuna inanıyor" diye yazan gazete "Yaklaşık 30.000 yabancının IŞİD'e katılmak için Suriye'ye gittiği tahmin ediliyor. ABD bunlardan 25 bininin çatışmalarda öldürüldüğünü düşünüyor. Yaklaşık 850 Britanyalı da IŞİD ya da diğer cihatçı örgütlere katıldı. Bunlardan yarısının İngiltere'ye geri döndüğü, 250'sinin ise öldürüldüğü düşünülüyor" ifadelerini kullandı.

26 Nisan 2017 Çarşamba

Kardeş Suriye ordusundan, BOP'un patronu Siyonist İsrail'in istihbaratına darbe | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, Suriye, suriye ordusu, neşra haber ajansı, telul hamr, beyt cin, el-harmun, iyad muru, israil,


İsrail hesabına casusluk yapan 4 kişinin Suriye ordusu tarafından pusuya düşürülerek öldürüldüğü bildirildi. Neşra haber ajansının bildirdiğine göre, Suriye ordusuna mensup bir birlik, Kuneytra’ya bağlı Hıdır beldesindeki savunma komitelerinin desteği ile İsrail hesabına casusluk yapan 4 kişiyi ölü olarak ele geçirdi.

Haberde söz konusu kişilerin Telul Hamr, Beyt Cin hattında pusuya düşürülerek öldürüldüğü bildirildi.

Öldürülen 4 kişi arasında el-Harmun birliği adlı bir grubun komutanlığını da yapan İyad Muru adlı bir şahsın da bulunduğunun belirtildiği haberde İyad Muru’nun daha önce birçok defa İsrail sınır kontrol noktalarında görüldüğü bildirildi.

24 Nisan 2017 Pazartesi

Esad'ın kimyasal silah kullandığı iddialarının soruşturulması talebine, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nden olumsuz karşılık verildi ve herkes şaşırdı. | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, idlib, kimyasal silahlar, han şeyhun, sergey lavrov, abd, şayrat hava üssü, beşar esad,

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile düzenledikleri ortak basın toplantısında konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) Han Şeyhun bölgesine bir soruşturma misyonu göndermeme kararı almasının tuhaf olduğunu belirtti.


Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) kimyasal silah kullanıldığı öne sürülen Suriye’nin İdlib kentindeki Han Şeyhun bölgesine bir soruşturma misyonu göndermeme kararı almasının tuhaf olduğunu söyledi.

Moskova’ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile düzenledikleri ortak basın toplantısında konuşan Lavrov, “Bu karar tuhaf, zira kararda bölgeye gidecek uzmanlar tarafından bağımsız, tarafsız, şeffaf bir soruşturma yapılmasından başka bir şey öngörülmüyordu” dedi.

Lavrov, OPCW’nin Han Şeyhun bölgesine ve ABD’nin saldırısına maruz kalan Şayrat hava üssüne uzmanlarını göndermesini ve bu noktalarda yaşanan gelişmeleri soruşturmasını istediğinin altını çizdi.


Fransız-İsviçre ortaklığına sahip inşaat devi LafargeHolcim Group'ta IŞİD istifası | Akademi Dergisi

akademi dergisi, eric olsen, ışid, lefargeholcim group, Mehmet Fahri Sertkaya, Suriye,


Fransız-İsviçreli inşaat devi LafargeHolcim Group'ta IŞİD istifası... Şirketin CEO'su, Suriye'de faaliyetlerini sürdürmek için IŞİD dahil silahlı gruplarla müzakere ettikleri ortaya çıkınca görevini bıraktı.


Avrupa, faaliyetlerine devam etmek için IŞİD’e para ödediği ortaya çıkan inşaat devi LafargeHolcim Group’ta yaşanan skandalı konuşuyor. Dünya devi ortaklığın CEO’su Eric Olsen, ifşaatların ardından istifa etti.

Olsen görevini 15 Temmuz’da bırakacağını ifade ederken, yerine biri atanana kadar görevi geçici olarak Genel Başkan Beat Hess’in üstleneceği açıklandı. Olsen açıklamasında, istifa kararını Suriye meselesinden doğan ‘büyük gerginliği’ dindirmek amacıyla aldığını belirtti. Şirket Olsen’i yaşananlardan sorumlu tutmazken, CEO’nun rolünün ve skandala olası dahlinin ‘dikkatleri üzerine çektiğini’ belirtmekle yetindi.

NE OLMUŞTU?

Fransız Lafarge ve İsviçreli Holcim inşaat şirketlerinin oluşturduğu ortaklık LafargeHolcim Group’un, 2012-2014 arasında Suriye’deki faaliyetlerine devam edebilmek için IŞİD dahil Suriyeli silahlı gruplara para ödediği ortaya çıkmıştı. Fransız basınına göre şirket yetkilileri silahlı militanlara finansal yardımda bulunduklarını kabul ederken, şirket yetkilileri de Le Monde gazetesine Jalabiya’daki çimento fabrikasının güvenliğini sağlamak için ‘kabul edilemez anlaşmalarda’ bulunduklarını ifade etmişti. Bir yetkili, “Şimdi bakınca, fabrikanın işlemesi için gereken koşulların sağlanmasının kabul edilemez olduğunu görüyoruz” demişti.

Basına yansıyan bilgilere göre şirketin kamyonları, 2013’te bölgede faaliyetlerini yürütebilmek için teröristlerin kurduğu kontrol noktalarını geçmek zorundaydı. Bu sıkıntının ‘müzakereler sonucunda’ aşıldığı, hatta IŞİD’in şirkete geçiş serbestisi taşıyan sözde bir belge çıkarttığı ortaya çıkmıştı. Aynı şekilde ihtiyaç duyulan petrol, IŞİD’in kontrol ettiği rafinerilerden alınıyordu. Şirket, IŞİD’in bölgeyi 2014’te tamamen işgal etmesi üzerine ülkeyi terk etti.

21 Nisan 2017 Cuma

İşte yine oldu: Suriye BOP hizmetkarı teröristleri sıkıştırdı, İsrail füzeleri ile Suriye ordusunu vurdu | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, haberözel.tv, Suriye, Projesi (BOP), büyük israil projesi, israil, füze saldırısı,


Suriyeli askeri kaynakların Sputnik'e verdiği bilgiye göre, İsrail uçakları Kuneytra'daki Suriye birliklerine füze saldırısı gerçekleştirdi.

Suriyeli askeri kaynak, "İsrail'e ait düşman uçakları, yerel saatle 18:45'de, işgal altındaki Golan tepelerine yakın bir bölgeden ordumuzun bulunduğu noktalara iki füze fırlatmıştır. Saldırı, maddi hasara neden oldu" dedi.

Kaynağa göre saldırı, Suriye ordusunun teröristleri Kuneytra'da püskürtmekte olduğu bir sırada gerçekleşti. Suriyeli askeri kaynak, "Bu eylemler, Silahlı Kuvvetleri'in İsrail'e yakın terörist gruplarla mücadelesini durdurmayacak" ifadelerini kullandı.

İsrail son olarak 17 Mart'ta bir saldırı gerçekleştirmiş ve bölgedeki tansiyon yükselmişti.

Esad: ABD, Deyr ez-Zor’un IŞİD’in eline geçmesini istiyor. | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, beşar esad, deyr ez-zor, abd, ışid, musul, gizlenen gerçekler, ırak, sputnik, ayn el-arap,

Sputnik’e demeç veren Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Musul'dan Suriye’ye on binlerce IŞİD üyesinin geçtiğini belirtirken, ABD’nin, bu geçişlere, Deyr ez-Zor’un IŞİD’in eline geçmesi için izin verdiğini söyledi.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ABD’nin, Musul’dan geri çekilen IŞİD’in Suriye’ye geçmesine ve Deyr ez-Zor’a saldırmasına izin verdiğini belirterek, “ABD, IŞİD’in Deyr ez-Zor’u almasını istiyor” dedi.

Irak’la sınırın açık olması nedeniyle Suriye’ye gelen IŞİD üyesi sayısını bilmediklerini söyleyen Esad, Sputnik’e demecinde, “Yine de bölge sakinlerinden alınan bilgiye göre, Suriye’ye on binlerce IŞİD üyesinin giriş yaptığı düşünülüyor” dedi.

​Esad; “ABD, Deyr ez-Zor’un IŞİD’in eline geçmesini, ardından da Cerablüs, Ayn el-Arap ve diğer kentlerde yaptıklarının aynısını gerçekleştirmek istiyor. Deyr ez-Zor’dan çıkmaları için IŞİD’le görüşmeler yapacaklar, sonra bu kenti kurtardıklarını ilan edecekler” diye konuştu.

Haddad: Han Şeyhun'daki olay Suriye'ye savaş açan ülkelerin hazırladığı bir oyundu. | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, han şeyhun, beşar esad, abd, suriye sorunu, riyad haddad, sputnik, şayrat hava üssü, rusya, idlib, kimyasal silah, kimyasal saldırı,

Suriye’nin Moskova Büyükelçisi Riyad Haddad, İdlib’in Han Şeyhun bölgesinde kimyasal silah kullanılarak gerçekleştirildiği iddia edilen olayın, bir oyun olduğunu ifade etti.

Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi'nde senatörlere hitap eden Haddad;

➥ "Han Şeyhun'da yaşananlar, Suriye'ye savaş açan ülkeler tarafından hazırlanan bir oyundu. Bu ülkeler, bu oyun vasıtasıyla siyasi hedeflerine ulaşmak istiyor" dedi.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da Sputnik'e verdiği mülakatta, Han Şeyhun'da kimyasal saldırı olmadığını, bunun provokasyon olduğunu vurgulamıştı.

Esad, kimyasal saldırı iddialarının ABD tarafından Şayrat Üssü'ne saldırı düzenlemek için bir bahane olduğunu kaydetmişti.

Beşar Esad: Teröristlerin, kimyasal silahlarını Türkiye'den aldığına yüzde 100 eminim! | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, terörist, beşar esad, kimyasal silahlar, türkiye, akp'nin gerçek yüzü, gizlenen gerçekler,

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, "Terörist grupların, ellerindeki kimyasal silahları Türkiye'den aldığına 'yüzde 100 emin olduğunu" açıkladı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, kimyasal saldırı haberlerine ilişkin açıklamada bulundu.

Sputnik'e konuşan Esad;

➥ "Suriye'deki terörist grupların ellerindeki kimyasal silahları nereden alıyor olabileceği" sorusu karşısında, "Türkiye'den. Doğrudan Türkiye'den. Bunun kanıtları da var. İçlerinden (kanıtlardan) bazıları, birkaç yıl önce internette yayınlanmıştı" dedi.

Esad şöyle devam etti:

➥ "Teröristlerin para, silah, yeni militanlar ve gereksinim duydukları eşyaları alabileceği tek yol Türkiye'den geçiyor. Kuzeyden başka bir yolları yok. Bu nedenle (kimyasal silahları onlara veren), yüzde 100 Türkiye."

Konaşenkov’dan Üzümcü’ye: Sarin gazı kullanıldıysa, Beyaz Miğferliler neden maske takmıyor? | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, idlib, kimyasal silahlar, suriye sorunu, igor konaşenkov, opcw, rusya, beyaz miğferliler, sarin gazı, ahmet üzümcü


Rusya Savunma Bakanlığı, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün İdlib’de gerçekleştirildiği iddia edilen kimyasal silah saldırısında ölenlerin otopsi işleminde sarin gazına ilişkin bulgulara rastlandığına ilişkin açıklamasına, şüpheyle yaklaştı. Bakanlık, Beyaz Miğferliler üyelerinin bölgede gaz maskesiz dolaştığına dikkat çekti.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Genel Direktörü Ahmet Üzümcü’nün Suriye’nin İdlib kentinde gerçekleştirildiği iddia edilen saldırıda hayatını kaybettiği söylenen kişilerin otopsi sonuçlarında sarin gazına ilişkin bulgulara rastlandığı yönündeki açıklamasını değerlendiren Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, aceleyle elde edilen bu sonucun şüphe uyandırdığını ifade etti.

Üzümcü’nün açıklamasının OPCW’nin tamamını zan altında bıraktığını kaydeden Konaşenkov, Rusya Savunma Bakanlığı’nın OPCW’den net yanıtlar beklediklerinin altını çizdi.

HİÇBİR OPCW YETKİLİSİ BÖLGEYE GİTMEMESİNE RAĞMEN…

“İki haftadır hiçbir OPCW yetkilisi bölgeye gitmemesine rağmen, Ahmet Üzümcü, Han Şeyhun’daki durumu hemen anladı. Örnekler nereden, kimin tarafından ve nasıl alındı? Halep’teki hardal gazı olayında standart OPCW prosedürleri uzun süreli bir araştırmaya işaret ederken, OPCW’de bu biyolojik örnekleri bu kadar hızlı şekilde kimler inceledi?” sorularını yönelten Konaşenkov, şu ifadeleri kullandı:

➥ “Eğer Han Şeyhun’da gerçekten sarin gazı kullanıldıysa, OPCW, Beyaz Miğferli

ler şarlatanlarının gaz maskesi takmadan bölgede bulunmasını nasıl açıklayabilir? Zira bunu herkes gördü. Üzümcü’den tüm bu sorulara en kısa sürede net yanıt bekliyoruz.”

ÇIKARIMLAR SİYASİ MOTİFLİ HİPOTEZLER ŞEKLİNDE OLMAMALI

OPCW’nin büyük bir sorumluluğu bulunduğunun altını çizen Konaşenkov, bu nedenle örgütün yapacağı tüm açıklamaların ve çıkarımların siyasi motifli hipotez değil, bilimsel metot ve formüllerle kanıtlanmış bir vaka tebliği olması gerektiğini vurguladı.

Konaşenkov ayrıca bu çıkarımların diğer uzmanlar tarafından denetlenebilecek şekilde erişime açık olması gerektiğini belirtti.

NE OLMUŞTU?

Üzümcü, “OPCW laboratuvarlarındaki analizlerimiz, sarin gazı ya da sarin benzeri bir madde kullanıldığını gösteriyor. Daha detaylı laboratuvar analizleri sunulacak olsa da, şimdiye kadar ulaşılan analizler kesinlik arz ediyor” demişti.

OPCW İcra Konseyi toplantısının ilk gününde açıklanan raporda da;

➥ “Analiz sonuçları, kurbanların sarin gazı veya benzer bir madde yüzünden zehirlendiğini gösteriyor. Hastanede bulunan yedi yaralıdan daha alınan biyomedikal malzeme de OPCW’nin iki laboratuvarında incelendi. Sonuçlar bu yaralılarında da sarin veya benzer maddelerden zarar gördüğünü gösterdi” ifadelerine yer verilmişti. (Sputnik)

20 Nisan 2017 Perşembe

Yemenli yetkili: ABD, Suriye ve Irak'ta olduğu gibi burada da teröristleri destekliyor. | Akademi Dergisi

akademi Dergisi, mehmet fahri sertkaya, yemen, abd, ışid, el kaide terör örgütü, terörist, muhammed anam, suriye, ırak, jim mattis, gizlenen gerçekler,

Yemenli siyasetçi Muhammed Anam, ABD'nin "Suriye ve Irak'ta olduğu gibi Yemen'de de teröristleri desteklediğini" belirterek, Yemenlilerden ABD'nin bölgedeki sorunları çözmesi konusunda "umutlu olmamaları" gerektiğini vurguluyor.

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Suudi Arabistan'a gezisi sırasında Yemen savaşının "olabildiği kadar çabuk" çözülmesi gerektiğini belirtmişti.

Konuyla ilgili konuşan Yemenli siyasetçi Muhammed Anam, Yemenlilerin "umutlanmaması gerektiğini" belirterek, ABD'nin başka çıkarları olduğuna dikkat çekiyor.

ABD'nin Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyona Yemen'de istihbarat ve lojistik desteği verdiği ve bu yolla Yemen'e müdahaleye dahil olduğu bilinirken, ABD'nin ülkede özel kuvvet bulundurduğu ve bu kuvvetlerin operasyonlar gerçekleştirdiği de kaydediliyor.

Sputnik'in Arapça servisine konuşan Muhammed Anam, "ABD uzun süredir Yemen çatışmasına dahil olmakta" diyerek, Mart 2015'ten beri ABD'nin Suudi Arabistan'a verdiği askeri desteğe işaret ediyor.

Muhammed Anam, "resmi olarak ABD, El Kaide ve IŞİD'e karşı savaş çağrısı yapıyor. Ancak gerçekte ABD bu teröristleri Yemen'de destekliyor, aynı Suriye ve Irak'ta da onlara destek verdiği gibi" diyor.

"Suudi Arabistan yalnızca ABD'li siyasetçilerin elindeki bir araçtır" diyen Anam, iki ülkenin eylemlerinin de aynı siyasi çıkarlara hizmet ettiğini vurguluyor.

Muhammed Anam, "yalnızca Yemenliler bölgedeki teröristlere karşı gerçek bir savaş vermektedir" diye konuşuyor.

18 Nisan 2017 Salı

Sana çok yakıştı Mersin | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, mülteciler, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), mersin, akp'nin gerçek yüzü, suriye,

Mersin'in Akdeniz ilçesinde mahalle halkı ile Suriyeliler arasında gece başlayan gerginliğin büyümesi sonucu ilçede yaşayan bin civarında Suriyeli SÖZDE MÜLTECİ, ÖZDE HARP KAÇKINI ONURSUZ, yetkililer tarafından başka yerlere nakledildi. Bu da güzel bir gelişme ama daha fazlasını bekliyoruz. 

Şehirlerimizde yaşayıp kadınlarımızı taciz eden, gençlerimizi öldüren ve toplumun huzurunu kaçıran, harpten kaçmak onursuzluğunu sergilemiş VE CİDDİ BİR KISMI BEDAVADAN GEÇİNEN bütün Suriyelilerin, Suriye'ye gönderilmesini ve BOP ya da gerçek adı ile Büyük İsrail Projesinin bir büyük darbe daha almasını istiyoruz.






Tayyip'in büyük müttefiki Katar'da, zamanlaması manidar iç karışıklıklar | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, katar, darbe, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), hamad bin halife, saray darbesi, siyonistler, cia, mossad, akp'nin gerçek yüzü, suudi arabistan, Recep Tayyip Erdoğan,

ENTERESAN

AKPKK ile Katar ve Suudi Arabistan'ın, Türkiye'yi parçalara bölmek için gizlice görüşmeler yapıp anlaşma sağladıklarına, bunun için çok büyük paralar ayırdıklarına dair istihbarat raporları olduğunun konuşulduğu şu günlerde, hem AKPKK referandumda hezimete uğradı hem de Siyonizmin emir eri olan Katar'da iç karışıklılar çıkıyor ve saray darbesi bekleniyor. 

Siyonistler, CIA ve MOSSAD için işler hiç iyi gitmiyor

BOP yani gerçek adı ile Büyük İsrail Devleti projesinin eş başkanı yapılan ve buralara kadar CIA ve MOSSAD tarafından getirildiği yüzlerce somut delil ile ispat edilebilen, sahte diplomalı sözde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bölgedeki müttefiki ve yine büyük bir BOP hizmetkarı olan Katar'da "darbe" ihtimali gündemde...

Al Masdar'ın Al-Youm Al-Sabaa'dan aktardığına göre, Katar'ın yönetici ailesi içerisinde büyük bir çatlak var.

İddiaya göre, yine bir "saray darbesi" ile devrilen eski Katar Emiri Hamad bin Halife, oğlu Abdullah bin Hamad el-Thani ile birlikte, diğer oğlu ve Katar'ın şu andaki emiri Tamim bin Hamad'a karşı darbe planlıyor.

Tamim'in, babasının ve kardeşinin kendisine karşı orduyu da içine alan bir darbe girişimde olduğundan şüphelendiği kaydediliyor. Darbe sonucunda, Hamad'ın diğer oğlu Abdullah'ı Katar Emiri ilân etmeyi istediği söyleniyor. Katar'ın yönetici ailesinin üç kampa bölündüğü, Hamad'ın özellikle başkent Doha'da etkili olduğu belirtiliyor.

Hamad'ın Batılı hükümetlere lobi yaparak, Tamim'den desteklerini kesmelerini ve Abdullah'ı desteklemelerini istediği de iddialar arasında. İddiaya göre Hamad Batılı yöneticilere, oğlu Tamim'in teröre desteği ve başka Arap ülkelerinin içişlerine nasıl karıştığına ilişkin belgeler verdi. Yine Hamad, oğlu Tamim'in sağlığı ve mental koşullarının kötü olduğu yönünde de bir rapor verdi.

Yine Hamad'ın, Batı'daki bazı gazetelere para karşılığında oğlu Tamim'in "teröre verdiği destek" hakkında belgeler verdiği de gelen bilgiler arasında. İddiaya göre Tamim, geçen ay, Londra'da bulunan babasının Doha'ya dönüşüne izin vermedi. Bu, aile içerisinde çatlağın kesin belirtisi sayılıyor.

Hamad bin Halife de, 2013 yılında bir "saray darbesi" ile devrilmiş ve yerine oğlu Tamim gelmişti.

17 Nisan 2017 Pazartesi

Eski Trump nerede? ABD başkanına neler oldu? | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, donald trump, beşar esad, suriye sorunu, beyaz saray, abd, elliott abrams, ivanka trump, rusya, george bush,

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçimlerden önceki kampanyalarda kullandığı 'ABD'yi yeniden yücelteceğiz' sloganındaki 'yeniden' sözcüğü artık anlaşılmaya başladı. Trump'ın göreve geçtiğinden sonraki son iki ay içinde ABD'nin politikası, soğuk savaş döneminden hatırlanan politikayı andırıyor.

Trump'ın elit tabakayla mücadelesi, kimi iddialara göre kendisinin değil, kodamanların zaferiyle sona erdi. Suriye lideri Beşar Esad, Trump'ın kendisine verilen liderlik görevini yerine getirmeyi başaramadığını öne sürdü.

Beyaz Saray'ın elit tabakayla mücadelesindeki zorlukları, Alman Der Spiegel dergisinde yayınlanan Berlin söylemlerinden de anlaşılıyor. Alman yönetimi, Trump'ın Rusya rotasında kendisine manevra boşluğu tanınmadığı için bu konuda etkisiz hale geldiğini ve ‘Trump'ın köşeye sıkıştırıldığını' öne sürüyor.

Trump'ın bu şekilde değişmesi için hangi araçlar kullanıldı? ABD başkanı göreve gelir gelmez rakiplerinden ithamlar gelmeye başladı. Bir önemli nokta daha var. Trump, ABD'deki hakimleri yanına almadan ülkeyi yönetmenin mümkün olmadığını anladı. Zira ABD'deki yasalara göre hakimler, başkanın kararlarını durdurabiliyor ve hatta yürürlükten kaldırma yetkisine sahip.

'TRUMP İKNA EDİLDİ'

ABD'li senatör Mitch McConnell, Trump'ın başkanlık kampanyası sırasında yaptığı konuşmalar doğrultusunda hareket etmediğini belirterek, "Trump, başka şekilde davranması gerektiğini kendisi de anladı. İşini yapmayı öğreniyor" dedi.

Trump'ın eski ezeli rakiplerinden Elliott Abrams ise, "Şu anda gördüklerim, konvansiyonel cumhuriyetçi bir idareyi andırıyor. Bence bu çok güzel" ifadelerini kullandı.

Trump'ı kendi aile fertlerinin de ikna etmiş olabilecekleri düşünülüyor. Suriye bombardımanından sonra, Trump'ın saldırı kararını kızı İvanka'nın etkisiyle aldığı öğrenildi. Kimileriyse, sol görüşlü demokrat olduğu bilinen İvanka'nın eşi ve Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner'in de bu konuda rol aldığı düşüncesini dile getiriyor.

TRUMP YENİ BUSH OLACAK MI?

Sputnik'in mikrofon uzattığı uzmanlar, önümüzdeki aylarda Trump'ın 'kendi yüzünü' aramaya devam edeceğini belirtti. Valday Kulübü müdürü Timofey Bordaçev;

➥ "2000'lerdeki neo konservatizminin döndüğü söylenemez, Trump'ın politikası oldukça kaotik, kendisinin bazı inanç eksikleri de var. Bush'un (ABD eski başkanı George W. Bush) politikası, değerleri tarafından dikte ediliyordu, ancak şimdiki başkanda bu da yok" diye konuştu.

Rusya Politika Teknolojileri Merkezi müdür yardımcısı Aleksey Makarkin, 2000'li yılların zorunluluklarına dönüş yapmanın mümkün olduğunu savunarak;

➥ "Ancak burada önemli bir kısıtlama var. Trump, Bush döneminde olduğu gibi uzun süren askeri operasyonlarına karşı çıkıyor. Bu deneyimi olumsuz olarak değerlendiriyor. Trump'ın yönetiminde, nokta atışlar, lokal harekatlar beklenebilir, büyük savaşlar değil" ifadelerini kullandı.

Irak: IŞİD, Musul'un batısında klor gazı saldırısı düzenledi | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, ışid, abd, ırak, musul, assoicated press, el abar, klor gazı, saldırı,

Iraklı bir askeri yetkili Musul kentinin batısında IŞİD'den yeni kurtarılan bir bölgede örgütün klor gazlı saldırı düzenlediğini açıkladı.

Associated Press'in (AP) haberine göre askeri yetkili saldırının dün gece El Abar mahallesinde yaşandığını kaydetti.

Yetkili IŞİD'in klor gazı içeren roketli saldırı düzenlediğini belirtti.

'7 ASKER YARALANDI'

Iraklı yetkili saldırıda 7 askerin yaralandığını ve nefes almakta zorlanan askerlerin bölgedeki bir saha kliniğinde tedavi edildiğini aktardı.

ABD destekli Irak güçleri Musul'un batısında örgütle savaşıyor. Kentin yarısından fazlasının örgütün elinden alındığı belirtiliyor.

Rusya, Irak senaryosunun Suriye'de tekrarlanmasını istemiyor | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, valentina matviyenko, moskova, rusya, kimyasal silah, suudi arabistan, riyad, abdullah eş şeyh, şayrat hava üssü, suriye sorunu, ırak, gizlenen gerçekler,


Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko, Moskova yönetiminin, kimyasal silah iddialarıyla Irak'ın işgaline yol açan senaryonun Suriye'de tekrarlanmasını istemediğini belirtti.

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da Suudi Arabistan Yüksek Danışma Konseyi Başkanı Abdullah eş Şeyh ile görüşen Matviyenko;

➥ "Batı koalisyonunun Irak'ı kimyasal silah bahanesiyle işgal etmesini deneyimledik. Rusya, kanıta dayanmayan bu senaryonun Suriye'de tekrarlanmasını istemiyor" dedi.

'BAŞKA ÜLKELERE GİRMEK İÇİN BAHANELER ÜRETİLMESİN'

Başka ülkelere girmek için bahaneler üretilmesini istemediklerini belirten Matviyenko, Suriye'deki Şayrat hava üssüne düzenlenen saldırının uluslararası hukukun en ağır ihlali olarak gördüklerini ve bunun egemen bir ülkeye yönelik saldırganlık eylemi olduğunu düşündüklerini vurguladı.

Rusya: ABD, İdlib saldırısını Suriye ordusuna saldırmak için bahane olarak kullandı | Akademi Dergisi

akademi Dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, kimyasal silah, sarin gazı, şayrat hava üssü, beşar esad, pentagon, han şeyhun, gizlenen gerçekler,

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, ABD'nin İdlib'deki kimyasal saldırı iddialarını Şayrat Hava Üssü'ne saldırmak için bahane olarak kullandığını ve Suriye ordusunun kimyasal silah kullandığını kanıtlayamadığını söyledi.

Gazetecilere konuşan Konaşenkov, Pentagon'un her zamanki stratejisi olduğu üzere, İdlib'de olanları 'suç işlendiği iddiasıyla' bağımsız bir devlete saldırmak için kullandığını söyledi.

'SAHTE KANITLAR NE KADAR UYDURMAYSA, GİZLİLİKLERİ DE O KADAR ARTIYOR'

ABD'nin İdlib'de gerçekleştirildiği iddia edilen kimyasal saldırının arkasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın olduğu konusunda hiçbir kanıt sunamadığını vurgulayan Konaşenkov;

➥ "ABD tarafından bağımsız devletlere karşı yapılan her türlü askeri saldırganlık, gelenek olduğu üzere yine Pentagon'un zalimliğe yönelik 'şüphe götürmez kanıtlarıyla' örtülüyor. Bu sahte kanıtlar ne kadar uydurmaysa, 'gizlilikleri' de o kadar artıyor." ifadelerini kullandı.

Konaşenkov, ABD'nin İdlib'de olanlardan Esad'ın suçlu olduğuna yönelik var olduğunu iddia ettiği kanıtı kamuoyuyla paylaşmamasının, bu kanıtın aslında

var olmadığı anlamına geleceğini ifade etti.

Konaşenkov'un açıklaması CNN'in dün yayınladığı haberin ardından geldi.

Haberde, ABD ordusu ve istihbarat birimleri, Suriye'nin Han Şeyhun kasabasında sarin gazı kullanılarak düzenlendiği iddia edilen kimyasal saldırı hakkında, 'Suriye ordusu ile kimyasal silah uzmanları arasında saldırı hazırlıklarına dair geçen bir konuşmayı' ele geçirdiklerini öne sürülmüştü.

Kimyasal saldırıda 80'den fazla kişinin hayatını kaybettiği, 200'e yakın kişinin de yaralandığı iddia ediliyor.

Bu saldırıdan Suriye ordusu sorumlu tutulmuş, Suriye yönetimi ise ellerinde kimyasal silah bulunmadığını, İdlib'deki cihatçı örgütlerin kimyasal silah deposunun vurulduğunu açıklamıştı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dan ‘hayvan’ diye bahseden ABD Başkanı Donald Trump’a yanıt geldi.| Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, donald trump, ABD Amerika Birleşik Devletleri, suriye, eyman sosan, maria bartiromo, rusya, suriye sorunu, beşar esad,

Sputnik’e konuşan Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Eyman Sosan;

➥ “Siz, kendiniz bir hayvansınız diye herkesin sizin gibi olduğunu düşünmenize gerek yok. Beşar Esad, egemen bir ülkenin devlet başkanı ve halk tarafından seçildi. Onu tarif edecek olan Suriye halkıdır, Trump değil” dedi.

Trump, Fox Business’tan Maria Bartiromo’nun programında “Eğer Rusya işe girmese ve bu hayvanı (Esad) desteklemeseydi şu anda ortada bir sorun olmazdı” demişti.

16 Nisan 2017 Pazar

Suriye'yi Batı/Siyonist işgaline teslim etmeyen Şangay Birliği, Filistin'i de kurtarmaya niyetli: Çin Dışişleri Bakanı 'Filistinlilerin bağımsız devleti olmalı' dedi | Akademi Dergisi


akademi dergisi, birleşmiş milletler, çin, filistin, Mehmet Fahri Sertkaya, riyad el-maliki, vang yi, siyonistler, batı, israil, şangay birliği,

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Filistinlilerin bağımsız bir devleti olması gerektiğini belirterek, "bu türden bir tarihsel adaletsizlik düzeltilmelidir" dedi.

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ile görüştü.

Maliki ile görüşmesinin ardından Vang Yi, İsrail'in kurulmasına dair Birleşmiş Milletler kararının 70 yıl ardından, Filistinlilerin kendi devletini kurmalarına hala izin verilmediğini belirtti.

➥ "Bu adil değil, bu türden bir tarihsel adaletsizlik düzeltilmek zorundadır" diyen Vang Yi, "bu devam edemez" diye konuştu.

Filistinlilerin bağımsız bir devleti olması gerektiğini söyleyen Çin Dışişleri Bakanı, Filistin'e destek açıklamasında bulundu.

Maliki, Çin'in "barışı tesis etme" çabalarından memnuniyetlerini belirtirken, Çin'i "daha fazla benzer yaklaşımlarda bulunmaya" çağırdı.

Akademi Dergisi

Uçaklar kaçırılmadı, terör saldırısı da yoktu ama haçlı seferi ilan edildi, milyonlarca sivil hayatını kaybetti | Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, Recep Tayyip Erdoğan, referandum, evet, hayır, cia, mossad, suriye, siyonistler, ikiz kuleler hadisesi, haçlı seferi, arap baharı, pentagon,

'Uçak düştü' denilen yer: Pentagon...

Sözde koca bir jet uçak Amerika Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarparak terör saldırısı yaptı. Oysa o direk bile sapasağlam duruyordu. 

Üstelik ortada uçaktan ya da parçalarından eser de yoktu. Zaten teröristlerin kaçırdığı iddia edilen söz konusu uçaklar, otomatik pilotlarla yoluna giderken, CIA+MOSSAD teknolojileri ile yönetimi ele geçirilmişti. Ne korsanlar vardı, ne pilotların kendisi korsandı... Korsan pilot oldukları ve sözde terör saldırısından öldükleri iddia edilen ve isimleri/kimlikleri açıklanan kişiler, dünyanın dört bir tarafından ses verip "Hey ben buradayım. Ölmedim. Yaşıyorum. Terörist de değilim." diyorlardı.

Bu tarihten çok daha öncesinde, bu teknolojinin geliştirildiğini bilen Amerikan film endüstrisi, iş yerinde haksızlığa uğrayan ve kovulan bir uzmanın, kendi kurduğu sistem ile uçakların yönetimini uzaktan ele geçirdiğini konu edinen bir film bile çekmişti.

O özelliklerdeki yolcu jetlerinin, iddia edilen hızda uçarken, ikiz kulelere, kanatları ile de değil, böyle tam burundan, tam isabet çarpması, değil sözde uçağı kaçıran teröristler ile, çok çok tecrübeli pilotlar ve bunların kullandıkları otomatik pilotla bile imkansızdı. 

İkiz kulelere, CIA ve MOSSAD ittifakının bir sözde elektronik firması ofisi açtığı, buraya sinyal yayıcı yerleştirdiği ve uçakların bu sinyale kilitlendiği de ispat edildi. İkiz kuleleri, daha inşa aşamasında, gün gelince böyle bir binayı nasıl yıkacaklarını düşünüp de en baştan tasarlanan ve yerleştirilen yıkma projesi ile tabandan ve kasten yıktıkları da... İkiz kuleler yıkıldığında birkaç cadde ötede sevinçten hoplayıp zıplayan genç MOSSAD ajanlarının tutuklandığı ve sonra olayın üzerinin örtüldüğü de... O gün binlerce Yahudi çalışanın o kulelere gitmediği de... Çok daha fazlası da...

Amerika ve Siyonistler dünyayı hep basın ve medya ile kandırıyorlar... 

Bu adice oyunlarını malzeme edip bir de Afganistan ve Irak'ı işgal ettiler. Sadece Irak'ta bir buçuk milyon sivilin kanına girdiler. Afganistan'da Taliban'ın darbe vurduğu uyuşturucu üretimi ve ticareti kanallarını yine açtılar. Çok çok büyük zararlarını durdurdular. Irak'ı da kendi adamları yönetiyordu, Irak milleti Siyonizme satıldı, işgale karşı, var olan gücü bile kullandırılmadı ama buna rağmen Irak'ı işgal etmeyi bile tam anlamı ile başaramadılar. Akıllara zarar teknolojiler, silahlar, bombalar kullandılar. Kıydılar, kırdılar, katlettiler. Yine de Felluce Sünni üçgeni denen yere dokunamadılar. Gün geldi zihin kontrol silahları ile önden saldırdılar, otomobil kadar müzik kolanları kullandılar. Müzik sesi ile birlikte zihin kontrolü sağlayan sinyaller yaydılar ve herkesi mayıştırdılar, sonra da adeta taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmadılar. 

Sonraki aşamalara askeri güçleri hiç yetmedi, ekonomileri yetmedi, 22 İslam/Ortadoğu ülkesini işgal edeceklerini ilan edenler, açıkça bir Katedralden "Bu bir Haçlı seferidir" diyenler, çaresiz kaldılar. Bizi de, kurup kullandıkları ve logosuna yedi kollu Yahudi şamdanı koydukları AKPKK'ye rağmen, beleş asker olarak kullanıp "Yeni Osmanlı" ve "Hilafet" söylemleri ile bölgede oynatamadılar, kullanamadılar, sonra sözde "Arap Baharı"nı, halk hareketlerini başlattılar. Yüz milyarlarca lira masraf gerek yoktu. Gerçek sahibi CIA ve MOSSAD olan Facebook vardı ve birkaç yüz milyon dolar da hedef ülkenin içindeki satılmışlara harcandığında ve onlara stratejik destek de CIA tarafından verilince, istenen oluyordu. Ülkemizi de bu Büyük İsrail projesine, bu Haçlı seferine başka türlü merkez üs yaptılar. 

Sınırlarımız dahilinde on binlerce terörist yetiştirdiler. Kamplar kurdular. Henüz Suriye'de mantar tabancası patlamadığı zamanlarda, sınır illerimizde konteyner kentler kurmaya başladılar. Amerikalı iki Siyonist senatör bölgeye gelip çalışmaları bizzat kontrol edip talimatlar yağdırdılar. Sözde İslami terör örgütü, özde Siyonist terör örgütü IŞİD'in, sözde Müslüman, özde gizli Yahudi lideri, el Bağdadi diye anılan Simon Elliot da bu senatörlerle görüştü. Suriye'den gelen sözde mültecilerin ilk bir kaç partisini, anlaşma-sözleşme ile getirdiler. Gelenler;

➥ "Biz mülteci değiliz. Erdoğan'ın misafirleriyiz. Bize böyle söylendi. Sözünüzü tutun. Bize söz verdiklerinizi verin. Bize mülteci muamelesi yapmayın. O Erdoğan buraya gelecek" 

diyerek gösteriler, eylemler yaptılar. Polisimizi bile takmadılar. 

Şimdi, dünya genelinde yangın çıkaran, terörü besleyen, eğiten, yetiştiren, silahlandıran, mühimmat ve erzak veren, yaralılarını ameliyat eden, onlara kimyasal silah eğitimi de veren, kimyasal gazlar da veren AKPKK+CIA+MOSSAD+Suudiler+Katar ve diğer müttefikleri, kimyasal silahları kendi teröristleri kullandığı halde, Suriye'de yaklaşık 100 bin sivilin ölümüne sebep oldukları halde, suçu Esed'in üzerine atarak, hala Büyük İsrail projesini gerçekleştirmek istiyorlar. Birileri de çıkıp 

➥ Allah için EVET
➥ İslam için EVET
➥ Ümmet için EVET
➥ Ezen susmasın diye EVET
➥ Zulüm geri gelmesin diye EVET
EVET demek İslam'ın emridir, imanın gereğidir
HAYIR diyenlere bir bakın hep küfür ehlidir

naraları atabiliyorlar. Akıl sağlıklarında bir sorun yoksa, apaçık münafıklık yapıyorlar. 

Yüzde 80'i Sünni Müslüman olan kardeş Suriye ordusu düşerse, Suriye düşerse, sırada İran ve Türkiye var. Ve Irak'ın başındaki hainler gibi, elleri ile teslim edecekler bu toprakları bu Siyonistlere...

14 Nisan 2017 Cuma

Suriye sorunu 3. dünya savaşına dönüşüyor. BMGK'da Rusya-İngiltere gerilimi: 'Rusya’ya hakarete cür'et etme!' | Akademi Dergisi

3. dünya savaşı, abd, akademi dergisi, basar esed, bm güvenlik konseyi, ingiltere, matthew rycroft, Mehmet Fahri Sertkaya, rusya, suriye sorunu, vitaliy çurkin, vladimir safronkov,

BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Fransa, ABD ve İngiltere tarafından hazırlanan Suriye karar tasarısı oylanmadan önce Rus ve İngiliz temsilciler arasında gergin dakikalar yaşandı.



Rusya, Suriye'ye ilişkin BMGK kararını veto etti. İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft’un oturumda sarf ettiği sözlere sert tepki gösteren Rusya’nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Vladimir Safronkov, “Rusya’ya hakaret etmeye cüret etme!” ifadesini kullandı.


İngiliz temsilci Rycroft, 15 üye ülkenin temsilcileri huzurunda yaptığı konuşmada, Rusya’yı ‘uluslararası partnerleri’ ile birilikte hareket etmek yerine ‘katil ve barbar’ olarak nitelendirdiği Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a destek vermekle suçladı.

Rycroft, geçen hafta Suriye’nin kuzeyinde militanların kontrolündeki bölgeye ordu güçleri tarafından düzenlendiği iddia edilen saldırı noktasında sarin gazı bulunduğunu da öne sürdü.

'RYCROFT, KONSEY'DE CEPHELEŞME YARATMAYA ÇALIŞIYOR'

Rusya’nın eski BM Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin’in ani ölümünden sonra ona vekalet eden Safronkov, İngiliz meslektaşından hemen sonra yaptığı konuşmada;

➥ “Rycroft’un konuşması, İngiliz diplomatın sadece BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın çabalarına zarar verme ve Güvenlik Konseyi’nde cepheleşme yaratma niyetinde olduğunu gösteriyor” dedi.

'GÖZLERİNİ KAÇIRMA! BANA BAK!'

Rycroft’un Rusya ve ABD arasındaki işbirliğini görmezden geldiğini ve bu işbirliğine zarar vermek için her şeyi yaptığını kaydeden Safronkov, meslektaşına ‘sen’ diye hitap ederek şunları söyledi:

➥ “Gözlerini kaçırma! Bana bak! Neden gözlerini kaçırıyorsun? İngiltere, Suriye krizinin barışçıl çözümü için hiçbir şey yapmadı. Rycroft, de Mistura’nın konuşmasını hiçe sayıp, Türkiye, Suriye, İran ve diğer ülkelere hakaret etmeyi seçti. Rusya’ya hakaret etmeye cüret etme!”


'BATI, REJİM DEĞİŞİKLİĞİ İDEOLOJİSİNE TAKILIP KALDI'

ABD’in ‘Rusya, her ihlal olayıyla kendini uluslararası toplumdan tecrit ediyor’ şeklindeki uyarısına da yanıt veren Safronkov, Batılı ülkeleri teröristlere destek vermekle ve rejim değişikliği ideolojisine takılıp kalmakla suçladı.

Putin, NATO müttefiklerinin, Suriye'ye füze saldırısını desteklemesini eleştirdi. | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, kimyasal silah, vladimir putin, nato, abd, rusya, mir 24, Recep Tayyip Erdoğan, ışid, gizlenen gerçekler,

ABD'nin Suriye'yi bombalamasının yankıları sürüyor. Sahte diplomalı gayri resmi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin saldırısının ardından yaptığı açıklamada saldırının devamını beklediklerini söylemişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, NATO müttefiklerini ABD'nin Suriye hava üssüne füze saldırısı nedeniyle eleştirdi.

Devlet Başkanı, Suriye birliklerinin kimyasal silah kullandıklarına dair kanıt olmadığını ve uluslararası hakların ihlal edildiğini söyledi.

NATO ÜYELERİNE ELEŞTİRİ

Putin "Rossiya 24" TV kanalına yaptığı açıklamada;

➥  "NATO'nun müttefikleri nasıl tepki gösterdiler? Suriye birliklerinin kimyasal silah kullandıklarının kanıtı nerede? Yok. Ama uluslararası hakların ihlali mevcut. Bu kesin bir şey" dedi.

Rus lider, BM Güvenlik Konseyi'nin yaptırımı olmadan egemen bir ülkeye saldırı düzenlendiğini, fakat bu uluslararası ihlale bakmaksızın herkesin bunu desteklediğini belirterek bu olayı Irak saldırısına benzetti. Putin;

➥ "Ülke dağıldı, bunun ardından terör örgütleri artışa geçti, IŞİD ortaya çıktı. Herkes bunun farkında fakat yine de aynı yoldan gidiyorlar" diye ekledi. 

Putin'in sözleri Türkiye'ye de bir eleştiri olarak değerlendirildi.

"GÜVEN AZALDI"

Putin ayrıca Rusya'da yayın yapan Mir 24 televizyonuna verdiği mülakatta, Rusya ve ABD arasındaki ilişkilerin Trump döneminde, Obama döneminde olduğundan daha fazla kötüleştiğini söylemenin mümkün olup olmadığı sorusuna;

➥ "İlişkilerdeki güven seviyesinin çalışma düzeyinde, özellikle de askeri düzeyde iyileşmediğini, tam tersine azaldığını söylemek mümkün" yanıtını verdi.

Türkiye "Sarin gazı kullanıldığı kesin'' deyince, Rusya sıradışı bir karşılık verdi. | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, kimyasal silah, mariya zaharova, rusya, gizlenen gerçekler, han şeyhun, türkiye, suriye, sputnik


Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, haftalık basın toplantısı düzenledi.

Sputnik'in haberine göre, Zaharova’ya Türkiye’den gelen ‘Han Şeyhun saldırısında sarin gazı kullanıldığı kesinleşti’ açıklaması da soruldu. Zaharova, “Han Şeyhun’daki olayla ilgili tespitleri Türkiye değil, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) yapmalı” yanıtını verdi.

TÜRKİYE OPCW YETKİSİNDEKİ KİMYASAL SİLAHLAR YERİNE TURİZM SEZONU ÖNCESİ DENİZLERİ VE GIDA KALİTESİYLE UĞRAŞSIN

➥ “Bence Türkiye Sağlık Bakanlığı, turizm sezonu öncesinde deniz sularının analizi, turizm bölgelerindekiler de dahil olmak üzere gıda ürünlerinin kalite-kontrolü ile uğraşmalı” 

diye devam eden Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü;

➥ “Kimyasal silah sorunu, ilgili uluslararası kuruluşların yetkisinde. Özellikle bu konu, sadece uzun yıllar önce kurulmakla kalmayan, aynı zamanda da ilgili birimi, Suriye’deki kimyasal silah kullanımıyla ilgili olayları doğrudan soruşturan OPCW’nin yetki alanında” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'YE CHARTER UÇUŞLARIN DURDURULMASI KONUSUNDA BİLGİMİZ YOK

Bu arada Zaharova, Rusya ve Türkiye arasındaki charter uçuşların durdurulabileceğine ilişkin haberler hakkında Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın bilgisi bulunmadığını kaydetti.

Zaharova, “Charter seferleriyle uğraşmıyoruz. Sanırım, bu konuda bilgi almak için ilgili bakanlığa başvurmanız gerekecek” diye konuştu.

12 Nisan 2017 Çarşamba

Delil yok, iftira çok. Her adiliği yapıp sonra suçu Esed'in üzerine atıyorlar | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, marcello ferrada de noli, abd, ingiltere, suriye, beşar esad, suriye sorunu, russia today, gizlenen gerçekler, gerçek yüzü,

SWEDHR Başkanı De Noli: Batı ülkelerinin Esad’a yönelik suçlamaları asılsız

Russia Today (RT) televizyonuna konuşan İsveç İnsan Hakları Doktorları Örgütü (SWEDHR) Başkanı Marcello Ferrada de Noli, Batı politikacılarının delil yokluğuna rağmen tüm kötülüklerden Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı sorumlu tutmaya devam ettiğini belirtti.

İsveç İnsan Hakları Doktorları Örgütü (SWEDHR) Başkanı Marcello Ferrada de Noli, Batı ülkelerinin Suriye hükümetini asılsız olarak kimyasal saldırı ve insanlığa karşı suç işlemekle suçladığını söyledi.

Sarmin’de 2015 yılında yaşanan kimyasal saldırıyı örnek gösteren de Noli, bu olayın uluslararası örgütler ve büyük ülkeler tarafından araştırıldığını hatırlatarak,

➥ “Tüm incelemelerden sonra kimse, bu olayla Suriye hükümeti arasında bağ bulamadı ama yine de herkes varsayılan olarak yaşananlardan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı suçlamaya devam ediyor. Tüm deliller, BM komiteleri tarafından dikkatlice incelenmişti. İncelemelerden sonra, ABD ve İngiltere’nin sunduğu kanıtların kimyasal silahın Suriye ordusu tarafından kullanıldığına açıkça işaret etmediği sonucuna varılmıştı” dedi.

Durumun zamanla değişmediğini söyleyen de Noli, Batı politikacılarının delil yokluğuna rağmen tüm kötülüklerden Esad’ı sorumlu tutmaya devam ettiğini belirterek Russia Today (RT) televizyonuna bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

➥ “Halep teröristlerden kurtarıldıktan sonra birçok şey değişti. Özellikle de Batı ülkelerinin Devlet Başkanı Esad’a karşı propagandası değişti. Suriye hükümetine yönelik devam eden suçlamaların hiçbir delile dayanmaması dikkat çekiyor. İngiliz politikacı Boris Johnson, elindeki tüm kanıtların kimyasal saldırının ardında Esad’ın durduğunu doğruladığını açıkladı ama tek bir gazeteci bile bu kanıtların tam olarak ne olduğunu sormadı”.

Sivil toplum kuruluşları, Batı medyası ve politikacıların sıkça görgü tanıklarının ifadelerine dayandığını söyleyen de Noli, bu tür kaynakların, ayrıntılar bağlamında şüphe uyandırdığını belirterek şunu söyledi:

➥ “Onlar sıkça, görgü tanıklarımız var, diyor. Ama biz bu ifadelerin kalitesini gördük. Örneğin, 2015 yılının mart ayında, Human Rights Watch örgütü, sarin gazıyla yapılan ve arkasında Suriye hükümetinin durduğu saldırı hakkında bilgi verdi. Kanıt olarak da iki anonim kaynak gösterildi. Tanıklardan biri Beyaz Kasklar üyesiydi. Bu kaynak, helikopter sesini duyduğunu söyledi ama helikopteri görmediğini kaydetti. Bunun yanında, hiçbir görüntü ve ses kaydetmedi. Bu çok dikkat çekiyor, çünkü kısa süre sonra onlar, bu saldırıda yaralanan çocukları kurtarma anını videoya yansıttılar”.

11 Nisan 2017 Salı

MOSSAD’a yakınlığıyla bilinen Debka'nın haberine göre, ABD İncirlik Üssü'nden çekilmek için çalışmalarına hız verdi.| Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, suriye sorunu, kimyasal silah, abd, donald trump, Recep Tayyip Erdoğan, incirlik üssü, ışid, şayrat hava üssü, mossad, hajar havalimanı, debka,


İsrail istihbarat servisi MOSSAD’a yakınlığıyla bilinen Debka'nın haberine göre, ABD İncirlik Üssü'nden çekilmek için çalışmalarına hız verdi.

➥ “Birkaç ABD mühendislik ekibi, diğer dördünün tamamlanmasının ardından Kuzey Suriye'de büyük bir hava üssü inşa etmek için günün her saatinde çalışıyor. Ekipler Suriye-Irak sınırında konuşlanmış durumda.” iddialarının yer aldığı haberde:

➥ "Suriye yönetiminin kimyasal silah kullanımı iddiaları sonucunda ABD'nin Suriye Şayrat Hava Üssü'ne yönelik saldırılarının bir defaya mahsus bir saldırı mı yoksa yeni bir serinin başlangıcı mı olduğu konusu senatörler, haber sunucuları ve yorumcular arasında hafta sonu boyunca tartışıldı. Bu sorular Beyaz Saray tarafından geçiştirilirken, Trump yönetimi bir yandan ABD Hava Kuvvetleri birimlerinin 2002'den bu yana aktif olan İncirlik Hava Üssü'nden çıkarılması için başlatılan büyük projenin hazırlıklarına tam gaz devam etti.” ifadeleri kullanılıyor. 

YENİ MERKEZ NERESİ OLACAK?

Söz konusu askeri birimlerinin merkezinin ise IŞİD'in Suriye'deki merkezi Rakka'nın sadece 40 kilometre batısında bulunan Tabqa olacağı iddia ediliyor. Haberde sözü edilen diğer askeri merkezlerin ise, Rimelan bölgesindeki Hajar havalimanı, Kamışlı'da çiftlik taşımacılığı hizmeti veren ve sonraları askeri hizmete sunulan iki küçük havaalanı ve Halep'in kuzeyinde Suriye-Türkiye sınırına yakın Kobani bölgesi olacağı ifade ediliyor.





SDG GÜÇLERİNİ ABD NAKLİYE KOMUTANLIĞI TAŞIMIŞ

➥ "İş tamamlandığı zaman, yükselen hava üssü kompleksi Amerika'nın Suriye'deki savaş uçağı ve helikopter mevcudiyetini aynı Rusya'nın yapmakta olduğu gibi ikiye katlayacak." 

ifadelerinin kullanıldığı haberde Tabqa'yı ele geçiren SDG kuvvetlerinin ABD Hava İkmal Komutanlığı tarafından taşındığı bilgisine de yer veriliyor:

➥ “Tabqa kısa süre önce ABD Hava Kuvvetleri Hava Nakliye Komutanlığı tarafından bölgeye bırakılan SDG tarafından ele geçirildi ve hemen sonrasında ‘İncirlik 2’ veya Musul'daki IŞİD'e karşı Irak askeri saldırılarını gerçekleştiren ABD komuta merkezi ‘Qayyarah-2’ olarak adlandırıldı.”

SURİYE'DEKİ 5 ABD ÜSSÜ NEYİ AMAÇLIYOR?

Debka'nın haberinde ayrıca Almanya'nın da İncirlik'ten çekilip yeni üs arayışı içerisinde olduğu iddiası yer alıyor. Almanya'nın İncirlik'ten çekilme planlarının bozulan Ankara-Berlin ilişkisinden kaynaklı olduğu ifade edilirken, ABD'nin ise amacının:

➥ “Donald Trump'ın Tayyip Erdoğan'la ve TSK ile olan işbirliğini soğutmak” olduğu ileri sürülüyor. 

Tabqa'da inşa çalışmalarının devam ettiği öne sürülen üssün İncirlik'te bulunan 2,500 Amerikan askeri personeline uyacak şekilde tasarlandığı ifade ediliyor. Suriye'deki 5 Amerikan üssünün Trump'ın üçlü stratejisinin bir parçası olduğu iddia edilen haberde, bu üslerin amacı:

➥ "Suriye'deki beş ABD üssü, Trump'ın;

 a) İslamcı teröre karşı savaş,

 b) İran'ın Suriye'ye yönelik toprak ve hava erişimini engellemek; ve

c) Suriye Kürdistan'ı

-PYD-YPG bölgelerine Türk ordusuna karşı bir askeri kalkan sağlamak" şeklinde ifade ediliyor.

Bu ay öne çıkanlar