16 Nisan 2017 Pazar

Uçaklar kaçırılmadı, terör saldırısı da yoktu ama haçlı seferi ilan edildi, milyonlarca sivil hayatını kaybetti | Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, Recep Tayyip Erdoğan, referandum, evet, hayır, cia, mossad, suriye, siyonistler, ikiz kuleler hadisesi, haçlı seferi, arap baharı, pentagon,

'Uçak düştü' denilen yer: Pentagon...

Sözde koca bir jet uçak Amerika Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarparak terör saldırısı yaptı. Oysa o direk bile sapasağlam duruyordu. 

Üstelik ortada uçaktan ya da parçalarından eser de yoktu. Zaten teröristlerin kaçırdığı iddia edilen söz konusu uçaklar, otomatik pilotlarla yoluna giderken, CIA+MOSSAD teknolojileri ile yönetimi ele geçirilmişti. Ne korsanlar vardı, ne pilotların kendisi korsandı... Korsan pilot oldukları ve sözde terör saldırısından öldükleri iddia edilen ve isimleri/kimlikleri açıklanan kişiler, dünyanın dört bir tarafından ses verip "Hey ben buradayım. Ölmedim. Yaşıyorum. Terörist de değilim." diyorlardı.

Bu tarihten çok daha öncesinde, bu teknolojinin geliştirildiğini bilen Amerikan film endüstrisi, iş yerinde haksızlığa uğrayan ve kovulan bir uzmanın, kendi kurduğu sistem ile uçakların yönetimini uzaktan ele geçirdiğini konu edinen bir film bile çekmişti.

O özelliklerdeki yolcu jetlerinin, iddia edilen hızda uçarken, ikiz kulelere, kanatları ile de değil, böyle tam burundan, tam isabet çarpması, değil sözde uçağı kaçıran teröristler ile, çok çok tecrübeli pilotlar ve bunların kullandıkları otomatik pilotla bile imkansızdı. 

İkiz kulelere, CIA ve MOSSAD ittifakının bir sözde elektronik firması ofisi açtığı, buraya sinyal yayıcı yerleştirdiği ve uçakların bu sinyale kilitlendiği de ispat edildi. İkiz kuleleri, daha inşa aşamasında, gün gelince böyle bir binayı nasıl yıkacaklarını düşünüp de en baştan tasarlanan ve yerleştirilen yıkma projesi ile tabandan ve kasten yıktıkları da... İkiz kuleler yıkıldığında birkaç cadde ötede sevinçten hoplayıp zıplayan genç MOSSAD ajanlarının tutuklandığı ve sonra olayın üzerinin örtüldüğü de... O gün binlerce Yahudi çalışanın o kulelere gitmediği de... Çok daha fazlası da...

Amerika ve Siyonistler dünyayı hep basın ve medya ile kandırıyorlar... 

Bu adice oyunlarını malzeme edip bir de Afganistan ve Irak'ı işgal ettiler. Sadece Irak'ta bir buçuk milyon sivilin kanına girdiler. Afganistan'da Taliban'ın darbe vurduğu uyuşturucu üretimi ve ticareti kanallarını yine açtılar. Çok çok büyük zararlarını durdurdular. Irak'ı da kendi adamları yönetiyordu, Irak milleti Siyonizme satıldı, işgale karşı, var olan gücü bile kullandırılmadı ama buna rağmen Irak'ı işgal etmeyi bile tam anlamı ile başaramadılar. Akıllara zarar teknolojiler, silahlar, bombalar kullandılar. Kıydılar, kırdılar, katlettiler. Yine de Felluce Sünni üçgeni denen yere dokunamadılar. Gün geldi zihin kontrol silahları ile önden saldırdılar, otomobil kadar müzik kolanları kullandılar. Müzik sesi ile birlikte zihin kontrolü sağlayan sinyaller yaydılar ve herkesi mayıştırdılar, sonra da adeta taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmadılar. 

Sonraki aşamalara askeri güçleri hiç yetmedi, ekonomileri yetmedi, 22 İslam/Ortadoğu ülkesini işgal edeceklerini ilan edenler, açıkça bir Katedralden "Bu bir Haçlı seferidir" diyenler, çaresiz kaldılar. Bizi de, kurup kullandıkları ve logosuna yedi kollu Yahudi şamdanı koydukları AKPKK'ye rağmen, beleş asker olarak kullanıp "Yeni Osmanlı" ve "Hilafet" söylemleri ile bölgede oynatamadılar, kullanamadılar, sonra sözde "Arap Baharı"nı, halk hareketlerini başlattılar. Yüz milyarlarca lira masraf gerek yoktu. Gerçek sahibi CIA ve MOSSAD olan Facebook vardı ve birkaç yüz milyon dolar da hedef ülkenin içindeki satılmışlara harcandığında ve onlara stratejik destek de CIA tarafından verilince, istenen oluyordu. Ülkemizi de bu Büyük İsrail projesine, bu Haçlı seferine başka türlü merkez üs yaptılar. 

Sınırlarımız dahilinde on binlerce terörist yetiştirdiler. Kamplar kurdular. Henüz Suriye'de mantar tabancası patlamadığı zamanlarda, sınır illerimizde konteyner kentler kurmaya başladılar. Amerikalı iki Siyonist senatör bölgeye gelip çalışmaları bizzat kontrol edip talimatlar yağdırdılar. Sözde İslami terör örgütü, özde Siyonist terör örgütü IŞİD'in, sözde Müslüman, özde gizli Yahudi lideri, el Bağdadi diye anılan Simon Elliot da bu senatörlerle görüştü. Suriye'den gelen sözde mültecilerin ilk bir kaç partisini, anlaşma-sözleşme ile getirdiler. Gelenler;

➥ "Biz mülteci değiliz. Erdoğan'ın misafirleriyiz. Bize böyle söylendi. Sözünüzü tutun. Bize söz verdiklerinizi verin. Bize mülteci muamelesi yapmayın. O Erdoğan buraya gelecek" 

diyerek gösteriler, eylemler yaptılar. Polisimizi bile takmadılar. 

Şimdi, dünya genelinde yangın çıkaran, terörü besleyen, eğiten, yetiştiren, silahlandıran, mühimmat ve erzak veren, yaralılarını ameliyat eden, onlara kimyasal silah eğitimi de veren, kimyasal gazlar da veren AKPKK+CIA+MOSSAD+Suudiler+Katar ve diğer müttefikleri, kimyasal silahları kendi teröristleri kullandığı halde, Suriye'de yaklaşık 100 bin sivilin ölümüne sebep oldukları halde, suçu Esed'in üzerine atarak, hala Büyük İsrail projesini gerçekleştirmek istiyorlar. Birileri de çıkıp 

➥ Allah için EVET
➥ İslam için EVET
➥ Ümmet için EVET
➥ Ezen susmasın diye EVET
➥ Zulüm geri gelmesin diye EVET
EVET demek İslam'ın emridir, imanın gereğidir
HAYIR diyenlere bir bakın hep küfür ehlidir

naraları atabiliyorlar. Akıl sağlıklarında bir sorun yoksa, apaçık münafıklık yapıyorlar. 

Yüzde 80'i Sünni Müslüman olan kardeş Suriye ordusu düşerse, Suriye düşerse, sırada İran ve Türkiye var. Ve Irak'ın başındaki hainler gibi, elleri ile teslim edecekler bu toprakları bu Siyonistlere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar